You are currently viewing Kazanılmış Hak ve Suriyeliler
  • Post category:Hukuk
  • Reading time:5 mins read

Kazanılmış hak terimini çokça duydunuz — ne yazık ki kendiniz veya diğer vatandaşlarımız hakkında ve genelinde bizim hayrımız ve yararımız için değil başkalarının faydası söz konusu olduğunda duydunuz. Suriyelilerin kazanılmış hakları, sizin doğuştan gelen haklarınıza üstün geldi. Kimileri “böyle kazanılmış hak mı olur” dedi, kimileri “hak mak, ellerinden alacağım” dedi, başka kimileri “hakkı alan da veren de Allah, biz karışamayız” dedi… Bu kazanılmış hak nedir ve ne şekilde edinilir, pek kısaca bakalım. Sanırım ilk defa 500 kelimeyi bile bulmayacak bir yazı olacak, bu yüzden çok heyecanlıyım. Hadi başlayalım.

Terimin Tanımı

Kazanılmış hak, belli şartlar yerine getirildikten sonra kişinin sahip olduğu hak anlamına geliyor. Yani “sıradan”, “doğuştan”, “doğal”… adına ne derseniz o haklardan farkları, bu haklar için belli bir emek sarf edilmesi veya ancak belli durumlarda sahip olunabilmeleri: Çalışma hakkı temel bir hakken emeklilik, kanundaki şartları karşılayan kimselerin elde ettiği kazanılmış bir hak. Türk ana babaya doğunca Türk vatandaşlığı edinilmesi temel bir hak (esasında bir zorunluluk) iken Türk vatandaşlığına geçiş şartlarının sağlanması durumunda vatandaşlık almak kazanılmış hak. Çocuk sahibi olmak hakken koruyucu aile olarak bir(den fazla) çocuğun ailesi olmak kazanılmış hak.

Gereklilikler

Şimdi gözden kaçan birkaç noktayı, göz önünde olduğunu umduğum diğer şartlarla beraber anmak için soralım: Bir şeyin kazanılmış hak olması için gerekli şartlar nelerdir? Sırasıyla:

  1. Hakkın Varlığı: Kazanılmış hak için evvela bir hakkın varlığı gerekir. Nefsi müdafa yasal bir hakken intikam yasal bir hak değildir, çocuk yapmak yasal bir hakken çocuk çalmak yasal bir hak değildir gibi. Bir kazanç için o kazanılacak hakkın varlığı esastır.
  2. Hakkın Kazanılabilirliği: Hakkın sadece varlığı yetmez, bunun yasaya göre kazanılır olabilmesi de gerekir. Yani yasada emeklilikten bahsedilmese emeklilik hakkının kazanılmasından bahsedemeyecektik. Türk vatandaşlığı örneğin, doğum yönünden ya Türk ana ve/ya babadan doğmakla ya da (bir istisna hali olarak) vatansız ana ve babadan Türkiye sınırlarında doğmuş olmakla edinilir, başka türlü edinilemez.
  3. Hakkın İlgili Kişi Tarafından Kazanılabilirliği: Bir hakkın varlığı ve kazanılabilirliği, bila istisna herkesin bundan faydalanabileceği sonucunu doğurmaz. Mebus olmak için 18 yaşını aşkın bir Türk vatandaşı olmak gereklidir; gerekirse en iyi Türk’ten daha iyi Türkçe bilen, ülkeyi dünyaya tanıtmış, Atatürk’ten sonra en ünlü ve büyük “Türk” halini almış… birisi olsun elimizde, eğer Türk vatandaşı değilse mebus olamaz.
  4. Hakkın İlgili Kişice Usul ve Esasınca Kazanılması: Bizim yeni vatandaşlık ve göç kanunlarına göre göçmenin tanımı kanunda yoktur, bu nedenle hiçbir kişiye göçmen olması nedeniyle vatandaşlık verilemez, verilmişlerin tümü usulen hatalıdır. Benzer şekilde yasaya göre ve mealen memlekete hayrı olanlara istisnai şekilde vatandaşlık verilebilir demekte, burada da memlekete hayrın maddi temeli yoksa esastan karar bozulabilir zira yine bu kararın bir temeli yoktur. Evlilikten doğan hak nedeniyle bilimsel gelişime katkı maddesinden vatandaşlık verilemez, tıpkı gününü dolduran emekli adayının malulen emekli yapılmayacağı gibi.

Yani?

“Surilere vatandaşlık verildi”. Verilebilir. Meclis kürsüsünü yumruklaya yumruklaya “ben bu anayasayı tanımıyorum” diyenlerin bulunduğu bir ülkede yaşıyoruz. Anayasayı tanımayan yasayı neden tanısın? Fakat, kusura bakılmasın, daha önce de çeşitli defalar belirttiğim üzere bunların pek çoğu yasadışı – ve yasadışı oldukları için de kazanılmış hak kapsamında değerlendirilebilir değiller.

Şöyle örnekleyeyim: Ben Fransa’ya Almanya üstünden kaçak girdim, sonunda polis beni yakaladı ve kaçak girdiğim yer olan Almanya sınırına bıraktı. “Bu yapılan sonucu anayasada yeri olan dolaşım hakkım engellendi” diyerek o polisi veya ilgili Fransız makamlarını şikayet edebilir miyim? Edemem. Bunun gibi. Bir hakkın kazanılabilmesi için o hakkın yasal varlığı, benim yasal bir şekilde kazanabilir olmam, yasada belirtilmiş şartları karşılamak suretiyle hakkımla ve doğru kişiler ve makamlar elinden bu hakkı kazanmış olmam gerekir – daha özet haliyle her işin yasaya uygun olması ve hakkı usul ve esasta sorunsuz şekilde edinmiş olmam gerekir. Diğer türlü kazanılmış haktan bahsedilemez: Ya yasada yeri yoktur, ya usul hatası vardır, ya esasta hata vardır ve hak kazanılmış değil hata veya ihanetle verilmiştir, bu nedenle geri de alınacaktır.