You are currently viewing Anayasal Suç ve Cezası
  • Post category:Hukuk
  • Reading time:5 mins read

Vatana ihanet suçunu geçen gün işlemiştim, bugün onun belki beşte biri uzunluğunda bir yazıyla karşınızdayım. Konumuz anayasal suç. Çok uzatamayacağım zira kısacık tek bir cümle konuyu anlatmaya yetiyor:

Anayasal suç diye bir şey yoktur. Kimilerince galat-ı meşhur olan bu ifade, herhangi doğru bir ifadenin galatı olmadığı için bence böyle değerlendirilmemeli.

Şimdi kısa kısa gidelim.

Yasa-l ve Anayasa-l

Sondaki L harfleri, bize bahsettiğimiz şeyin kökündekiyle ilgili olduğunu söylüyor. Yasa bildiğimiz yasa, yasal ise yasaya dair. Anayasa anayasayken anayasal anayasaya dair demek. Ev-ci-l de böyle mesela.

Yani anayasal suç derken anayasaya dair suç demeye çalıştığımızdan bahsedebiliriz fakat oha yani.

Suç ve Ceza

Daha önce bunu geniş geniş, ferah fahur işlediğim için özet geçiyorum: Hukukta diyoruz (daha doğrusu hukukçular diyor ve ben tekrarlıyorum) ki yasada tanımı olmayan şeye de, yasada tanımlanmış olsa da cezası belirtilmemiş şeye de suç diyemiyoruz.

Yani: “Bizim anayasamızda” cumbabayı vatana ihanetten yargılayabiliriz. Hıyanet-i vataniye kanunuysa 1991’de; Özal cumbaba, partisinin başına geçirdiği düşük profilli Yıldırım Akbulut’sa başbakanken kaldırıldı ve yerine TCK’ya bir madde eklenmedi, başka bir maddeyle de değiştirilmedi. Yani bizde vatana ihanet lafı anayasada geçer fakat mevzuatta onu işler hale getirecek bir şey yok, haliyle cumbabanın vatana ihanetten yargılanmasının mümkünatı yok.

Benzer şekilde vatandaşlık yasamızda göçmenin tanımı yok, haliyle Türkiye’de kelime anlamıyla göçmenler varsa da hukuki anlamda göçmen yok. Başka yerde göçmenin tanımının olması, yasadan düşük hiyerarşide bir yerde bir tanım yapılması filan önemsiz. Normlar hiyerarşisi diye bir şeyden boşuna bahsetmiyoruz.

TCK

Bizde, sanırım, cezayla alakalı tek metin TCK kaldı (Kabahatler Kanunu, Medeni Kanun, vesaire gibi geri kalanın tümü idari işlemlerle alakalı). İşte gürültü yaptı 5000 lira al, korna çaldı kulağını çek, yolu kapattı farlarını kır filan yazıyor başka yerde, o kadar. Yani hapisli cezalarla ilgili ne arayacaksak TCK’da arayacağız (tekraren: Sanırım. Başka varsa ben bilmiyorum ama yoktur da diyemem çünkü bilmiyorum. Olmaması gerekli, bu yüzden adı ceza kanunu zaten ama bilgimin sınırlarını aşmadan konuşmam gerekli).

TCK’da vatana ihanet diye bir suç yok. Bizim ceza kanunumuza göre vatana ihanet edemezsiniz. Doğru hatırlıyorsam Özal zamanında kaldırıldı bu madde, kendisi de ihanetten yargılanmaktan korktuğundan belki. O kadar uzun da yaşayamadan öldü gitti zaten sonra. Bizim TCK’da anayasal suç diye bir şey de yok. Ne var peki? Beşinci bölümündeki anayasal düzene karşı suçlar var. Tek tek alıntılatmayın, kendiniz buradan bakın deyip devam edeyim: Bizim yasalara göre anayasal düzene ancak cebir ve şiddet kullanarak karşı çıkılabilir.

Yani? Meclis kürsüsünü yumruklaya yumruklaya, ağzınızdan tükürükler saçarak bağıra bağıra “ben bu anayasayı tanımıyorum” diyebilirsiniz. TCK’ya göre sorun yok. Kürsüyü yumruklamanız cebir ve şiddet sayılacak değil a?

Başka? Anayasaya göre kimse anayasa ve yasalardan almadığı hakkı kullanamaz. Peki, kullanırsa ne olur? Mesela Allah’ın uzun ömür vermesini, tüm sevdiklerinden uzun yaşamasını nasip etmesini dilediğim bir kişi, “de facto başkanlık yapıyorum ben. Hadi bunu de jure hale getirelim” dese ne olur? Hiçbir şey olmaz.

Neden?

Çünkü TCK’da tanımı ve cezası yok. Ne dedik? Tanım yoksa suç yok, ceza tanımlanmamışsa yine suç yok. Yani anayasadan almadığınız bir yetkiyi istediğiniz gibi kullanabilirsiniz ve kimse size bir şey yapamaz – en azından hukuk sınırları içinde. Ha, bir zaman hukuk gider adalet gelirse ama, o zaman iş zor.

Hülasa

“Anayasada X hakkım var ama kullanamıyorum” veya “anayasada Y’ye karşı çıkılmış ama yapılıyor” temelli fikirle var sanılan anayasal suç aslında yok. TCK’da ilgili durum için madde varsa durum farklı olmak üzere anayasanın anasını bellemek de suç değil çünkü bunu düzenleyen hiçbir şey yok mevzuatta. Ondan, vatana ihanet dahil her şeyi yapabilirsiniz ve kafanıza göre takılabilirsiniz çoğu durumda. “Elime silah almadım ki, altı üstü anayasayı tanımadım” dediğiniz dakikada savcılık kovuşturmaya yer olmadığını yazıp dosyayı kapatmak zorunda.

Bana inanmıyor musunuz? “De facto başkanım, hadi bunu de jure yapalım” sözünün karşılığında ne olmuş, bana bir anlatın da sonra konuşalım.